WONDER WOMAN: BATILILAR BİR HARİKA DOSTUM

Wonder Woman’ı gösterime girdiği ikinci haftasında izleme şansı buldum. Süper kahraman filmlerinden pek haz etmeyen biri olarak filmi Gal Gadot için izlemeyi planlıyordum, fakat takip ettiğim pek çok Amerikalı sinema yazarının filmle ilgili övgü dolu eleştirisi bana filmi izlemek için yeni bir neden verdi.

Süper kahramanlardan sadece Batman’e biraz ilgim var, o da Batman’in herhangi bir süper gücünün olmamasından kaynaklanıyor. Batman’de sevdiğim şey, süper güçlere sahip olanın Batman değil de Batman’in düşmanlarının olması. İşte bu süper kahraman hikayelerinde çok da rastlanmayan bir şey.

Batman filmlerinden ise Tim Burton’ın çektiği ilk iki Batman favorim. Christopher Nolan’ın çektiklerini ise bir Batman filmi olarak görmüyorum. Nolan’ın, filmi ayakları yere basan bir suç filmi haline dönüştürmesi; bir Batman yorumundan ziyade çizgi roman kültürüne bir hakaret bence. Nolan’ın üçlemesinin, Batman filmi olmadığını kabul edersek iyi birer suç filmi diyebiliriz bu seri için.

Wonder Woman’a dönersek… Wonder Woman, izlerken beni oldukça rahatsız eden bir film oldu. Wonder Woman, Batı’nın Doğu’yla bitmek bilmeyen savaşını ekrana taşımayı seçen ve güya iyi ve kötünün savaşıyla ilgili bir şey söylediğini zanneden kötü bile diyemeyeceğim bir filmdi.

KÖTÜLER: DOĞULULAR

Filmde esas kötü adamlar olarak Almanları görüyoruz. Almanları görünce de herhalde film 2. Dünya Savaşı’nda geçiyor diye düşündüm. Çünkü Naziler’i -tüm dünyanın kötülük konusunda hemfikir olduğu bir grubu- filmin kötü karakteri olarak seçmekte bir sıkıntı yoktu. Fakat film ilerlemeye devam edince, Naziler yerine Almanlar dendiğini duyuyoruz. İşte o zaman filmin 2. Dünya Savaşı sırasında geçmediğini anlıyoruz.

Filmde Almanlar, çok etkili şeytani bir silahı Türklere yani Osmanlılara yaptırıyorlar. Buradan da anlıyoruz ki Almanların müttefiki Türkler. Bu da filmin 1. Dünya Savaşı sırasında geçtiğini gösteriyor.

Peki film açısından filmin 1. Dünya Savaşı’nda geçmesi bir şeyi değiştiriyor mu? Hayır değiştirmiyor. Çünkü film 2. Dünya Savaşı sırasında da geçse iyiler yine Amerikalılar ve İngilizler olabilirdi. Sonuçta aynı taraftaydılar. O zaman zamanın 1. Dünya Savaşı seçilmesinin bir nedeni olmalı?

İşte o neden, filmin “modern Batı”nın, “ilkel Doğu”yla savaşına odaklanmak istemesi. Çünkü 2. Dünya Savaşı Batılılarla Batılıların savaştığı bir harpti daha çok. Fakat bir Batılı için esas düşman daima Doğululardır. İşte bu yüzden film 1. Dünya Savaşı’nda geçiyor ve Almanlar silahı Osmanlılara yaptırıyor.

Diyebilirsiniz ki filmde Türkler bir Batılı olan Almanların önderliğinde hareket ediyor. Bunun neresi Doğu düşmanlığı? Film, sırtını gerçek bir olaya yani bir dünya savaşına dayadığı için ve o savaşta İttifak Devletleri Almanlar’ın önderliğinde savaştığı için biraz da mecburiyetten düşman Almanlar oluyor. Bu aynı zamanda ortalama Amerikan izleyicisinin Almanlarla Nazi bağını kurması ve onları Nazi zannetmesi üzerine kurulu. Ama asıl neden, Doğu’yla iş birliği içinde olan bir Batılının cezalandırılması.

Yine akla esas kötü adamın yani kötülüklerin kaynağı Ares’in İngilizlerden çıkması gelebilir. Filmin sürprizi, Savaş Tanrısı Ares’in Alman general yerine İngiliz Sir Patrick çıkmasıydı. Bu, oldukça stratejik bir tercih ve aynı zamanda bir Hollywood klişesi. Kötü adam, iyilerin arasına girer ve aslında bir iyi gibi davranır. Çünkü iyilerin içinde kötülük kök salmaz. İyilerin içindeki tek kötülük, onlara ait olmayan onların içine sızmış bir kötü adamdan kaynaklanır sadece. Batı, kendisinden kaynaklanan kötülüğe kendi içine sızmış Doğuluların neden olduğunu iddia ediyor böylece.

wonder_woman_1

FİNAL

İyi ve kötünün savaşını anlatan tüm filmlerde benim en çok ilgimi çeken şey kötülerin kötü olma motivasyonu. Bir iyi-kötü savaşı, kötünün kötü olma motivasyonunun ne kadar iyi anlatıldığı ölçüde başarılı bence.

Peki Wonder Woman bunu ne ölçüde anlatıyor?
Film, Wonder Woman’ın Savaş Tanrısı Ares’i yok edip tüm kötülüklere son verdiğini düşünmesiyle bitiyor. Fakat, Wonder Woman Ares’i öldürdüğünde kötülükler son bulmuyor. Çünkü Wonder Woman fark ediyor ki insanların içindeki kötülük asla yok edilemez. İnsanlar sadece içlerindeki iyiliği tercih ederek kötülüğe engel olabilir. Bu, son derece doğru bir önerme olsa da filmin geneline baktığımızda oldukça çarpık bir yerde duruyor.

Çünkü filmin kahramanı iyiler -yani Batılılar- içlerinde kötülük olmasına rağmen iyiliği tercih ediyor. Doğulular ise içlerinde iyilik olmasına rağmen kötülüğü tercih ediyor. Yani doğuluların kötü olmasının sebebi bilinçli bir tercih. Doğunun neden kötü olduğuna dair tek bir motivasyon yok. Sadece kötü olmayı tercih ediyorlar.

wonder_woman_2

SONUÇ

Wonder Woman; iyi ve kötü arasındaki savaşı, örneğini The Lord of the Rings ve 300 gibi pek çok Hollywood filminde gördüğümüz Batı-Doğu savaşına indirmekten öteye gidemeyen, iyi ve kötü olma motivasyonları açısından hiçbir şey söylemeyen sadece aksiyon vaat eden başarısız bir film.

Yorum Yap

Yazmaya başlayın ve sonrasında enter'ı tuşlayın.