INTERSTELLAR: VARLIK SEBEPLERİ & YENİ BİR ŞEY

Bazı filmler vardır. Daha ilk anda sizi kendisine bağlar ve sıra dışı bir şey izleyeceğinizi henüz filmin başında fark edersiniz. İzlerken şunu anlarsınız, o an evrende tam olarak olmanız gereken yerdesinizdir ve yapmanız gereken şeyi yapıyorsunuzdur. İşte Interstellar öyle bir film.

interstellar-feat

NOLAN’IN SAVAŞI

Christoph Nolan’ın Interstellar filmi, her ne kadar bir bilim-kurgu gibi görünse de özünde bir savaşı anlatır. Aklın kalbe karşı savaşını… Filmde Cooper (Matthew McConaughey) aklı, Brand (Anne Hathaway) ise kalbi temsil eder.
Filmde ekip, yaşamın olabileceği en olası gezegene gitmek üzere yola çıkmıştır. Bu şekilde orada bir koloni kurup dünyadaki yaşamı oraya taşıyacaklardır. Ama doğru gezegen için bir seçim yapmaları gerekir. İki ayrı gezegene gönderilen iki astronottan da o olumlu raporlar gelir.
Cooper yani akıl, Mann’in (Matt Damon) olduğu gezegene gitmeyi önerir. Brand ise ona olan önceki hislerinden dolayı Wolf’un olduğu gezegene gitmek ister. Brand, kendini şu şekilde ifade eder:

Şimdi beni dinle, aşk bizim icat ettiğimiz bir şey değil. Bu gözlemlenebilir bir şey. Güçlü de.

Belki daha fazlasıdır, henüz anlamadığımız bir şeydir. Belki bir kanıttır, belki de daha ileri bir boyutun bilinçle algılayamadığımız eseridir.

On yıllardır görmediğim ve muhtemelen ölü olduğunu bildiğim birine uzay boyunca sürüklendim.

Aşk, zamanın ve uzayın boyutlarını aşan bildiğimiz tek şeydir. Belki de onu anlamasak da, ona inanmalıyız.

Tamam Cooper, küçük bir olasılık da olsa Wolf’u görme ihtimalim beni heyecanlandırıyor. Ama bu yanlış olduğum anlamına gelmez.

Brand – Interstellar

Cooper’ın dediği olur. Akıl kazanır. Mann’in (Matt Damon) olduğu gezegene giderler. Ama Mann’in gezegeninde onları büyük bir tehlike beklemektedir. Çünkü Mann’in gönderdiği raporlar yanlıştır. Mann özellikle yanlış raporlar gönderip onları kandırmıştır. Akıl, yanlış karar vermiştir.
Filmin sonunda ise Brand’i (Anne Hathaway) Wolf’un gezegeninde koloni kurarken görürüz. Yani hayat Wolf’un gezegenindedir. Brand’in seçimi en baştan beri doğrudur. Kalbin seçimi, doğrudur ve onları hayata yönlendirmiştir.

NOLAN’IN VARLIK SEBEBİ

Interstellar ile kalbin seçimine saygı duruşunda bulunan Christopher Nolan, bir adım ileriye gider ve aşkın bir varlık sebebi olduğunu söyler.  Cooper, kızı Murph’ün odasına erişimin olduğu sınırsız kütüphaneyle çevrili bir ortamdadır. Bu ortam sayesinde odadaki tüm anları görebilir. O sırada Cooper ve robot TARS arasında şöyle bir diyalog geçer:

Cooper: Anlamadın mı TARS? Buraya kendimi ben getirdim. 3 boyutlu dünyayla iletişim kurmak için buradayız. Biz köprüyüz. Onların beni seçtiklerini sanmıştım. Ama onlar beni seçmedi, Murph’ü seçti.

TARS: Ne için Cooper?

Cooper: Dünyayı kurtarmak için. Tüm bunlar küçük bir kızın yatak odası, her bir anı. İnanılmaz karmaşık. Sonsuz evren ve zamana erişimleri var ama herhangi bir şeyle bağlı değiller. Zamanda belirli bir anı bulamıyorlar, iletişim kuramıyorlar. İşte bu yüzden ben buradayım. Aynen bu anı bulduğum gibi, bunu Murph’e anlatmanın bir yolunu bulacağım.

TARS: Nasıl, Cooper?

Cooper: Sevgiyle TARS, sevgiyle. Tıpkı Brand’in dediği gibi. Murph’le olan iletişimim ölçülebilir. Anahtar bu.

TARS: Ne için buradayız?

Cooper: Ona bunu anlatmanın bir yolunu bulmak için…

KISACA

Interstellar ile Nolan şunu söyler:

Dünyaya gelme nedenimiz yani varlık sebebimiz zamandan, mekandan, boyutlardan bağımsız olarak sahip olduğumuz en büyük güç olan sevgiyi ifade etmenin bir yolunu bulmaktır.

SON SÖZLER

Bu arada filmin Nolan’a gelişi ilginç: Proje önce Steven Spielberg‘e gitmiş. Spielberg de senaryo için Jonathan Nolan‘ı seçmiş. Spielberg bu proje yerine başka projelere odaklanmayı tercih etmiş. Jonathan Nolan da projeyi abisine teklif etmiş. Chris de kafasındaki fikri filmin merkezine koyarak filmi kardeşiyle en baştan ele almış. Ortaya da bu film çıkmış.

Son olarak, Interstellar Nolan’ın ilerde nasıl filmler yapacağı konusunda bana oldukça umut verdi. Nolan benim için, eli yüzü düzgün (bir film eleştirisi yazısında mutlaka bu ifade en az bir kere kullanılmalıydı) suç filmleri çeken bir yönetmen olmaktan çıktı ve söyleyecek yeni bir sözü olan ve yalnızca akla değil kalbe de seslenen filmler yapan bir yönetmen oldu.

Unutmadan şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki, Interstellar, Nolan kardeşlerin magnum opus‘u olmuş.

Yorumlar
  • Selçuk
    Yanıtla

    Tebrik eiyor başarılarının devamını diliyorum….

Yorum Yap

Yazmaya başlayın ve sonrasında enter'ı tuşlayın.