Dünyaya ilk defa gelen bir uzaylı bana bir film sorsa…
Issız bir odaya düşsem ve yanıma tek bir film alabilsem…
Hayatta sadece bir film izleme hakkım olsa…
İşte o film kesinlikle Interstate 60 olurdu.
Interstate 60, Back to the Future’ın senaristi Bob Gale’in yazıp yönettiği, oyuncuları arasında Christopher Lloyd, Michael J.Fox, Gary Oldman, Chris Cooper ve Kurt Russell gibi isimlerin olduğu bağımsız bir film.
Martin Scorsese, bir filme başlamadan önce kendisine şu soruyu sorarmış: Söyleyecek bir sözüm var mı?
Interstate 60’la Bob Gale’in kesinlikle söyleyecek bir sözü var.
Her olay kaçınılmazdır, eğer öyle olmasa gerçekleşmezdi.
KAHRAMANIN YOLCULUĞU
Tüm mitleri, destanları, tarihi olayları inceleyen Joseph Campbell, Hero’s Journey kitabında bir monomitten bahsediyor. Campbell’a göre dünyadaki tüm kahramanlar aynı yolu izliyor, aynı aşamalardan geçiyor. Joseph Campbell’in Hero’s Journey monomitinden Interstate 60’taki yansımalarına bakalım:
Maceraya Davet
Kişinin kendini bulabilmesi için önce kendisini kaybetmesi gerekir. Filmde Neal’ın kafasına düşen saksı sonucu hastaneye kaldırılır.
Rehberin Ortaya Çıkışı
Kahraman kendini ancak bir yardımcıyla -daha doğrusu bir öğretmenle- bulabilir. Burada öğretmen, Gary Oldman’in canlandırdığı O. W. Grant’tir.
Öğrenci tam olarak hazır olduğunda ancak öğretmen ortaya çıkar. Neil yola çıktığında O. W. Grant de otostop yaparak, Neil’in karşısına çıkar.
Rehberin Kahramanı Yalnız Bırakması
Öğretmen, öğrenci hazır olduğunda onu yalnız bırakır. O. W. Grant, uyuşturucunun yasal olduğu Banton kasabasında Neal’a “You’re getting in tune with the highway” diyerek onu yalnız bırakır.
BİRLİK VE ARAYIŞ DÜŞÜNCELERİ
Neredeyse tüm doğu öğretilerinde geçen “birlik” kavramı Interstate 60’ın merkezindedir. Neal, kendisini evrenle, sistemle, kısaca var olan her şeyle bir yapacak cevabı aramaktadır.
Can konağını aramadaysan, cansın;
Bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin,
Bir damla su arıyorsan susun,
Zulmün peşindeysen zalimsin,
Aşkı arıyorsan aşıksın,
Gönlün neye kapılmışsa O’sun sen.
Şu nükteyi biliyorsan, işi biliyorsun demektir:
Neyi arıyorsan osun sen.
Mevlana
SORU
Neal, önce soruyu yaşamaya başlıyor ve yola çıkarak sorunun kendisine dönüşüyor. Evren de, soruyu tüm ruhuyla yaşayan Neil’ın karşısına cevapları zahmetsizce çıkarıyor.
Yalvarırım sana… Kalbinde çözülmeden kalan her şey için sabırlı ol.
Soruların kendisini sevmeye çalış; kilitli odalar veya yabancı lisanlarda yazılmış kitaplar gibi.
Cevapları şimdi arama. Şu anda cevaplar sana verilemez, çünkü sen henüz onlarla yaşayamazsın.
Bu, her şeyi yaşama meselesidir. Şu anda, soruyu yaşaman gerekiyor. Belki daha ileride, farkına bile varmadan, günün birinde kendini cevabı yaşarken bulacaksın.
Rilke
YOL
Yol yani Interstate 60, geçmişin, şimdinin ve geleceğin aynı anda yaşandığı; tüm olasılıkların aynı anda gerçekleştiği bir algı düzeyi. Kişinin farkındalığının en yüksek olduğu andaki dünyayı algılayış biçimi aslında.
Dün geldi: Nedir aradığın? dedi bana:
Bensem, ne bakarsın o yana bu yana?
Kendine gel de düşün, içine iyi bak:
Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna!
Ömer Hayyam
CEVAPLAR
Filmde Neal’ın yolculuğu sırasında uğradığı her kasaba ya da karşılaştığı her kişi aslında ona sunulan bir cevaptır.
Hiç doymayan adam, cevabın nefis olmadığının; mükemmel seksi arayan kadın, cevabın seks olmadığının; Sanat Sahtekarlığı Müzesi, cevabın eleştirmenleri memnun etmek için yapılan sanat olmadığının; Euphoria, cevabın uyuşturucular olmadığının; Morlaw kasabası, cevabın hukuk kariyeri olmadığının sembolüdür aslında.
NEAL İÇİN CEVAP
Neal, hayatının cevabını yani aşkı bulmak içine yanına aldığı kılıcıyla güzeller güzeli prensesi ejderhadan kurtarır.
Burada Neal, yanına kılıç olarak dürüstlüğü alır. O da “say what you mean, mean what you say” görüşünü hayat felsefesi edinen Chris Cooper’ın canlandırdığı Bill Cody karakteridir.
Prensesi kurtardığı zindansa sadece avukatlardan oluşan Morlaw kasabası ve ejderha da avukatlardır.
YOLCULUKLAR
Filmin başlarında, Spielberg’in Close Encounters of the Third Kind filminden bir sahne vardır. Bu sahnede Neil’in sevgilisi sorar:
“Sen olsan biner miydin o araca, nereye gideceğini bilmeden çıkar mıydın bu yolculuğa?”
Neal, bu soruya cevabını aslında Interstate 60’a çıkarak vermiştir.
Robert Zemeckis’in Polar Express filminde de şöyle bir ifade geçer:
“Trenlerle ilgili bilmen gereken onların nereye gittikleri değil, senin gitmeye karar verip vermediğindir”.
Neal, yolun onu nereye götüreceğini bilmeden yola çıkmaya karar vermiştir.
İyi bir seyyahın sabit bir planı ve varmak gibi bir niyeti yoktur.
Lao Tzu
İŞARETLER
Neal, yola çıkmaya karar verdiğinde, karşısına ona takip edeceği yönü gösteren işaret levhaları çıkar. Algıları açık bir insanın karşısına çıkan hiçbir şey tesadüf değildir.
EN DEĞERLİ HEDİYE
Neal, yol boyunca bir paket taşır. Bu paketi her ne kadar merak etse de, kesinlikle açmayacağına dair söz vermiştir. Paketi teslim ettiğinde artık içindekini merak etmez. Çünkü paketin içindeki her ne olursa olsun, bu paketi taşırken karşılaştığı hikayeler kadar iyi olamaz.
ÖZET
Neal, aynen hayatın anlamını arayan bir derviş gibi yollara düşer, çeşitli kasabalara uğrar ve en önemlisi asıl hediyenin yolculuğun ta kendisi olduğunu öğrenir.
Neal, aynı zamanda karşılaştığı engelleri aşan bir yakışıklı prens gibi güzeller güzeli prensesi ejderhanın kuşattığı zindandan kurtarır.
MERAKLISINA
Sinemanın Ustaları? – Aralarında O. W. Grant’in de olduğu sinemanın ustaları ve onların öğretileri üzerine yazdığım yazı.
Merhaba,
“The Secret Life of Walter Mitty” güzel bi yol kendini bulma filmi izlemediyseniz tavsiye ederim.