ROGUE ONE: BİR STAR WARS FİLMİ NASIL OLMALI?

NEREDE KALMIŞTIK?

17 Aralık 2015 gecesi Star Wars The Force Awakens’tan çıktıktan sonra o güne kadar ettiğim tüm küfürlerden daha fazlasını J. J. Abrams için ettim.

Bir seri katili olan Abrams önce Mission Impossible’ın ruhunu öldürdü. Karakterin gizli kimliğinin olması, gizli kimliğinde normal bir hayat yaşaması gibi öğelerle seriyi adeta bir süper kahraman filmine çevirdi.

Mission Impossible ya da James Bond gibi serileri diğer filmlerden ayıran en önemli şey, kahramanı sadece görevini yaparken görmemizdir. Onun ikinci bir hayatı, kendisini gizlediği bir yaşamı yoktur. J. J. Abrams ise seriye yeni bir ruh katacağını düşünerek, diğer herkesin özellikle yapmaktan kaçındığını yaptı. 

Star Trek serisine gelirsek, Abrams Star Trek gibi felsefesi olan bir seriyi ruhsuz bir aksiyon filmine dönüştürdü. Hatta Abrams, 2013’te katıldığı The Daily Showda Star Trek için “It always felt too philosophical for me.” yani “Bana hep fazla felsefi gelmiştir zaten.”  diyor.

İşte bu adama maalesef Star Wars emanet edildi. O da ne yaptı bilmediği sulara açıldığının farkına vardı ve ilk üçlemenin senaristlerinden Lawrence Kasdan’la birlikte Star Wars Episode IV: A New Hope’u yeniden çekti. Ortaya da Star Wars ruhundan uzak uzayda geçen bir aksiyon filmi çıktı.

Bölüm: VII ile ilgili düşüncelerimi  Star Wars: Yılın En Büyük Hayal Kırıklığı?  yazımda bulabilirsiniz.

BİR STAR WARS FİLMİNİN OLMAZSA OLMAZLARI

Bir Star Wars filminde olması gerekenleri aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz.

İyi ve Kötünün Savaşı (Onların İyi ve Kötü Olma Motivasyonları)

Taoizm’den Beslenen Güç Öğretisi

Güç’ün Ustadan Çırağa Aktarılması

İYİ VE KÖTÜNÜN SAVAŞI

Star Wars özünde iyi ve kötünün savaşıdır. İyi ve kötünün savaştığı diğer filmlerden farkı ise, iyi ve kötü arasında çizginin çok ince olması ve kötünün kötü olma motivasyonunun derinliğidir. 

Genelde iyi ve kötünün savaştığı filmlerde iyi hep iyi, kötü de hep kötüdür. Tüm hikayeler iyiyi ve kötüyü öyle kabul ettiğimiz bir varsayımla başlar.

Star Wars ise kötü karakteri Darth Vader’ın kötü olma motivasyonunu son derece iyi anlatır. Darth Vader, son derece soylu bir amaç için yani sevdiklerini kurtarmak için kötülüğü tercih eder. 

Darth Vader’ın iyilerin tarafına geçmesi de aynı motivasyonla olur. Vader, sevdiğini korumak yani oğlunu imparatordan kurtarmak için aydınlık tarafa geçer.

Darth Vader and Orson Krennic

GÜÇ ÖĞRETİSİ VE USTA ÇIRAK İLİŞKİSİ

Her Star Wars filminin merkezinde Lucas’ın Taoizm’den beslenerek yarattığı Güç miti vardır. Her filmde Güç adına yeni bir şeyler öğreniriz ve bu öğrendiklerimiz ustadan çırağa yani Jedi’dan Padawan’ına aktarılır.

Güç’ü ve Star Wars felsefesini merak ediyorsanız, seriyi Taoizm’in en eski kaynaklarından Lao-Tzu’nun Tao Te Ching ve Chuang-Tzu’nun Zhuangzi kitapları üzerinden incelediğim  Evrende Yanlış Mıyız?   yazımı okuyabilirsiniz.

05

USTALARA SAYGI

Bölüm: I, “Yaşayan Güç” ve midichlorian’lar üzerinedir. Usta Qui-Gon, öğrenci ise Obi-Wan’dır.

Bölüm: II “Sabrın Güç’ü” üzerinedir. Usta Obi-Wan, öğrencisi ise Anakin’dir. Filmin birçok sahnesinde Obi-Wan, Anakin’den sabırlı olmasını ister.

Bölüm: III “Güç’ün Sonsuzluğu” ve “Güç’ün Karanlık Tarafı” üzerinedir. Usta önce Yoda, sonra Palpatine’dir. Öğrenci ise Anakin’dir.

Bölüm: IV “Birliğin Güç’ü” ve “Hislerin Güç’ü” üzerinedir. Usta Obi-Wan, öğrencisi ise Luke’tur. 

Bölüm: V “Zihni Boşaltmanın Güç’ü”, ve “Güç’ün Sonsuzluğu” üzerinedir. Usta Yoda, öğrenci ise Luke’tur.

Bölüm VI “Güç’ün Aydınlık Tarafı” üzerinedir, öğretmen Yoda öğrenci ise yine Luke’tur.

Bölüm VII’nin ismi dışında “Güç”le bir ilgisi yoktur. Filmde usta ya da çırak da göremeyiz. Star Wars ruhuyla ilgisi olmayan bu ruhsuz aksiyonda filminde dolayısıyla Güç de ustadan çırağa aktarılamaz.

ROGUE ONE

Bölüm: VII sonrası Disney’in bu işi beceremeyeceği ortaya çıkmıştı. Benim de seriye dair bir ümidim kalmamıştı. Ama Rogue One’dan hard-core Star Wars hayranı yönetmen Gareth Edwards’tan dolayı umutluydum.

Ama gelen haberler kafamda bir soru işareti yarattı. Disney filmi çok karanlık bulup beğenmemişti. Oyuncular tekrar çağrılıp 8 haftalık bir çekim daha oldu ve bu da beğenilmeyince filmi toparlaması için senarist Tony Gilroy getirildi.

Tüm bunlara rağmen, Disney’e rağmen iyi bir film çıkabilir miydi? Ben yine de yönetmenden umutluydum. Ve film de umutlarımı boşa çıkarmadı.

İŞTE BİR STAR WARS FİLMİ

Rogue One fazlasıyla bir Star Wars filmi. Film, Güç Öğretisi’ni ve bunun ustadan çırağa aktarılmasını içinde tek bir Jedi olmamasına rağmen ustalıkla anlatıyor.

Yine, iyi ve kötünün savaşını izlediğimiz serinin bu filminde, iyi ve kötü karakterlerin motivasyonlarını ise açıkçası aramadım ben. Star Wars’ın en iyi yaptığı şey olan derinlikli kötü karakterler genelde üçleme içinde anlatılır. O yüzden tek film olan Rogue One’ı bu kıstastan muaf tutabiliriz.

Jyn Erso

GÜÇ’ÜN USTADAN ÇIRAĞA AKTARILMASI

Filmde bir Jedi karakteri olmamasına rağmen Güç-Duyarlı (force-sensitive) karakterimiz Chirrut Imwe sayesinde öğreti ustadan çırağa aktarılıyor. Usta Chirrut Imwe, öğrencisi de onun koruyucusu Baze Malbus.

Rogue One’ın “Güç’e Teslimiyet”, “Güç’ün Sonsuzluğu” ve Güç’ün Zikri (mantra)”  üzerine olduğunu söyleyebiliriz.

GÜÇ’E TESLİMİYET

Daha önce Obi-Wan’dan Bölüm: IV’te duyduğumuz “Kendini Güç’e bırak.” ifadesini Chirrut Imwe’den daha keskin duyarız. Chirrut, Güç’e adeta teslim olmuştur.

“Ben hiçbir şeyden korkmam. Her ne oluyorsa, Güç’ün dileğiyle gerçekleşir.”

Chirrut İmwe

Tasavvuf’un temelinde yer alan teslimiyet anlayışını bir Star Wars filminde görmem beni oldukça memnun etti. Teslimiyetin etrafında dolanan Lucas’ın aksine Gareth Edwards teslimiyetin hakkını vermiştir.
İtiraza yer olmayan, her şeyin benim için bana olduğu bu anlayışa Mesnevi’den bakalım:

Kaybettiğimiz şey büyük ve değerli bir şey bile olsa

Mademki bize karşılık olarak ihsanlarda bulunuyor,

Şu hâlde itiraz etmemize imkân yok.

Ortada ateş olmadığı halde bana hararet verdikten,

Beni ısıttıktan sonra ateşimi söndürse de razıyım.

Madem ki mumsuz da aydınlık vermekte,

Mumun sönüşüne neye feryat ediyorsun?

Bazı veliler, Tanrı hükümlerine razı olurlar

Yarabbi, bu hükmü çevir diye niyaz etmezler

Şimdi, dünyada hiç itiraz etmeyen yolcuların hallerini işit.

Mesnevi – Mevlana

Cilt: III; Sf. 332; 1875 – 1878

Doğan Kitap; Çeviren: Veled Çelebi

GÜÇ’ÜN SONSUZLUĞU

Rogue One aynı zamanda Güç’ün Sonsuzluğu‘na da değinir. Daha önce Yoda’dan Bölüm: III’te duyduğumuz sonsuzluğu bu sefer de Chirrut’tan duyarız.

Chirrut Imwe ölmek üzereyken Baze’e şöyle der:

Güç’ü ara. Beni orada bulacaksın.

Chirrut Imwe

Fani varlık, kendisini ona verdi mi baki olur, asla ölmez…

Yelden, topraktan korkan ve bu ikisi yüzünden helak olan katre gibi!

Katre, aslı olan denize kavuştu mu güneşin hararetinden de kurtulur, yelden, topraktan da!

Zahiri, denizde yok olur ama zatı yok olmaz, ebedileşir, iyileşir.

Kendine gel ey katre de pişman olmaksızın varlığını ver, ver de bir katreye karşılık uçsuz bucaksız denizi bul!

Mesnevi – Mevlana

Cilt: IV; Sf. 491; 2615 – 2620

Doğan Kitap; Çeviren: Veled Çelebi

GÜÇ’ÜN ZİKRİ (MANTRA)

Her öğreti, tekrar ettiğinizde sizi iyi hissettirecek melodik ifadeler barındırır: Örneğin Budizm’in Nembutsu mezhebinde bu ifade “Namu amida butsu” iken Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Tefvizname’sinde “Mevla görelim neyler neylerse güzel eyler”dir.

Salinger’ın Franny öyküsünde Franny şöyle der:

Eğer o duayı üst üste söylersen -başlangıçta sadece dudaklarınla söylemelisin- sonunda ne oluyor, dua kendi kendine işler hale geliyor. Bir süre sonra bir şey oluyor. Ne oluyor bilmiyorum ama, bir şey oluyor işte ve sözcükler kişinin kalp atışlarıyla eş zamanlı hale geliyor. Ondan sonra da sen fiilen durmadan dua ediyorsun. Bunun da senin bakış açın üzerinde muazzam mistik bir etkisi oluyor. Yani bütün amaç bu aşağı yukarı. Yani tüm bakışını arındırmak ve olup biten her şey hakkında kesinlikle yeni bir kavrayışa kavuşmak için yapıyorsun bunu.

Franny ve Zoey – Salinger

Franny; Sf. 32

YKY – 3. Baskı – Mayıs 2010

İlk defa bir Star Wars filminde de böyle bir mantra’ya şahit oluyoruz. Filmin birçok sahnesinde Chirrut Imwe mantra’sını okuyor.

Güç benimle, ben Güç’le Bir’im

Güç benimle, ben Güç’le Bir’im

Güç benimle, ben Güç’le Bir’im

Güç benimle, ben Güç’le Bir’im

CESUR HAREKETLER

Rogue One’da Darth Vader’ın tapınağını görüyoruz. Güç’ün aydınlık tarafında Jedi tapınağı olduğu gibi karanlık tarafta da yeni kötüleri yetiştiren bir tapınak mevcut. Bu oldukça hoşuma giden bir ayrıntıydı.

Rogue One’da hepimizin orgazm olduğu Darth Vader’ın karanlık yanını iliklerimize kadar hissettiğimiz bir sahne vardı ki, sırf onun için bile film tekrar izlenir.

Rogue One aynı zamanda isyancıları bir melek gibi göstermeyen ilk Star Wars filmi. Filmde Cassian aslında bir katildir. Bu cesur hamlesinden dolayı ekibi takdir ettim.

Cassian Andor

STAR WARS GELENEKLERİ

Filmin akan yazıyla başlamaması pek şaşırtmadı beni. Disney zaten en başından beri bu filmi asıl üçlemeden ayrı tutmaya çalışıyordu.

Bunun yanı sıra, Rogue One’da da her Star Wars filminde görmeye alışık olduğumuz birçok şey de yok değil. Örneğin her filmde en az bir kere duyduğumuz “I have a bad feeling about this” lafını Rogeu One’da K-2SO’dan duyuyoruz. Ama laf da yarım kalıyor.

Jan Dodonna, Bail Organa, Mon Mothma ve R2D2 ile C-3PO’yu görmemiz, Leia sürprizi, Darth Vader anları filmde bizi fazlasıyla evimizde hissettirdi.

EKSİKLER

Filmin karakteristik bir müziği olmaması beni üzdü. Müziğin her halinden aceleye geldiği hissediliyordu.

Bodhi Rook gibi bazı karakterlerinin iyi çizilmemiş olması, özünde katil olan Cassian‘ın bu kadar çabuk dönüşmesinin nedeninin iyi anlatılmaması (muhbiri anında öldürmesine rağmen Galen Erso’da duraksaması gibi) gibi konular filmde sırıtıyordu.

SONUÇ

Serinin, Disney’e rağmen Gareth Edwards gibi Star Wars hayranı yönetmenlerin elinde ne harikalara dönüşeceğini görmek açısından önemli bir film, Rogue One. J. J. Abrams’ın The Force Awakens fiyaskosundan sonra Rogue One’ın ilaç gibi geldiğini söyleyebilirim.

Yorum Yap

Yazmaya başlayın ve sonrasında enter'ı tuşlayın.