YOLLARDA BULURUM KENDİMİ

2017 Ağustos ayıydı. Tatil için Rize, Çamlıhemşin’deydim. Çamlıhemşin’den Pokut Yaylası’na doğru gidiyorduk. Hani herkesin fotoğraf çektiği, tek sıra halindeki evlerin olduğu o meşhur yaylaya.

Bir saat süren yolculuğun sonunda başka bir yayla (Sal Yaylası) karşımıza çıktı. Sal, Pokut’tan hemen önce yer alan ve Pokut’a yürüyerek 15 dakika mesafede olan bir yayla. Planımızda Sal’da vakit geçirmek olmasa da gelmişken oraya da uğrayalım dedik.

Sal’da yürürken Pilunç Çayevi adlı bir mekan gördük ve orada oturalım dedik. Buraların yoğurdu güzeldir mantığıyla orada yoğurt yemeye karar verdik. “Hocam” dedim, “biz yoğurt yemeye geldik ama sizin neyiniz meşhurdur, ne yemeliyiz, var mı bize bir öneriniz?” dedim. Garson kız “sütlacımız meşhurdur, buraya sütlaç yemeye turlar gelir” dedi. Biz de sütlaç yemeye karar verdik.

Tatlı sevmeme rağmen sütlaç, benim çok aradığım ya da sık tükettiğim bir tatlı değil. Sütlacı, çok da beklentim olmadan yemeye başladım. “Alt tarafı bir sütlaç, ne kadar iyi olabilirdi ki?” dedim. Fakat, yerken şunu fark ettim: Allah’ım bir sütlaç bu kadar mı lezzetli olur? Sadece bu sütlacı yemek için buraya tekrar gelirim. Hatta bırakın buraya tekrar gelmeyi, bu sütlaç için dünyaya gelinir. Bu sütlaç tek başına bir varlık sebebidir.

Rize’ye yaylaları gezmek, kafa dinlemek ve temiz hava almak için gitmiştik. Gitme nedenlerimiz arasında mükemmel sütlacı bulmak yoktu. Ama yolun hediyesi –her zamanki gibi- aramadığımız bir şeydi.

Pokut
Pokut Yaylası

Bilmiyorum dikkat ettiniz mi? Birçok şey onu arayarak bulunmuyor. O şey her neyse, biz başka bir şeyi ararken karşımıza çıkıyor. O yüzden bir şeyi ararken çok dikkatli olmalıyız. Çünkü biz onu ararken, bizi arayan başka bir şeyle karşılaşabiliriz ve onu fark etmeyebiliriz. İşte bize düşen, kendimizi sadece yola bırakmak ve aradığımız o şeyin ya da varış noktasının bizi kör etmesine engel olmak olmalı.

2018 ilkbaharıydı. Kadıköy’den Karaköy’e gitmek için vapura binmiştim. Vapurda, balığa giden orta yaşlı bir grup erkek karşıma oturdu. İçlerinden birisi, “Balık falan çok önemli değil; giderken ve dönerken yaptığımız bu sohbet var ya, ben bunlar için geliyorum.” dedi.

Eğer bu olay Taoizm’in en eski kaynaklarından The Book Of Chuang Tzu’da geçseydi, hikayenin kahramanı, hikayesini şöyle bitirirdi:

“Ve ben Kadıköylü Ömer, o balıkçıdan nasıl yaşamam gerektiğini öğrendim. O şey, her neyse; onunla bir şeyin sonunda değil; bir şeyin sürecinde karşılaşacağımı fark ettim.”

Bir yol yazısına hoş geldiniz. Yazıya, yola dair iki anımla başlamak istedim. Bu yazıda anılarım dışında, herkesin kesinlikle izlemesi gerekir diye düşündüğüm yol filmlerinden, yolda olmaktan ve yol öğretisinden bahsedeceğim.

BİR YOL FİLMİ NEDİR?

Yol filmlerine karar vermeden önce bir yol filmi tanımı yapmak gerekir diye düşündüm ve yol filmini tanımlayan 6 kıstas belirledim. Bir filmin, bir “yol filmi” olması için aşağıdaki 6 kıstası sağlaması gerekiyor.

Öncelikle filmin kahramanı, bir nedenden ötürü yola çıkmalı. (NEDEN)

Bu yolda kahraman, fiziksel olarak mesafe kat etmeli. Yani A noktasından B noktasına doğru hareket etmeli. (YOL)

Kahraman, bu yolculuk sırasında çeşitli duraklara uğramalı. (DURAKLAR)

Kahraman, bu yolda bir öğretmenle karşılaşmalı. (ÖĞRETMEN)

Bu yolculuk sadece fiziksel bir yolculukla kalmamalı, aynı zamanda kahraman kendine doğru da bir yolculuğa çıkmalı. (İÇ YOLCULUK)

Kahraman, yolculuğunu tamamladıktan sonra başladığı noktaya, bambaşka biri olarak dönmeli. Ve yeni yolculuğu için hazır olmalı. (BAMBAŞKA BİRİ)

Yukarıdaki 6 kıstasa göre seçtiğim filmler ise şöyle:

Interstate 60

Scent of a Woman

Kirazın Tadı

The Motorcycle Diaries

Bab’Aziz

Into the Wild

Waking Life

Filmlere geçmeden önce uyarayım, yazılar sürprizler (spoiler) içermekte. Eğer filmler arasında izlemedikleriniz varsa size önerim, o filmi atlayıp diğerine geçmeniz. Hazırsanız yola çıkıyoruz.

INTERSTATE 60

Birisi bana “bir film önersene” dediğinde aklıma ilk gelen film olan Interstate 60’ı yukarıda bahsettiğim 6 kıstasa göre inceleyelim.

interstate-60-episodes-of-the-road-original

1. NEDEN?

Filmin kahramanı Neal, kendisine verilen paketi götürmesi için yola çıkıyor.

2. YOL

Neal, yol boyunca haritalarda olmayan Interstate 60’ı takip ediyor.

3. DURAKLAR

Neal, uyuşturucunun serbest olduğu Banton’a, sanat sahtekarlığı müzesinin olduğu Danver’a, sadece avukatların yaşadığı Morlow’a uğruyor.

4. ÖĞRETMEN

Neal’a yolun önemli bir kısmında dilekleri yerine getiren O. W. Grant eşlik ediyor.

5. İÇ YOLCULUK

Interstate 60, aslında Neal’ın iç yolculuğu. Bu yolculukta, Neal kendi cevabını ararken uğradığı her kasaba ya da karşılaştığı her kişi de aslında ona hayatın sunduğu bir cevap.

Hiç doymayan adam, cevabın nefis olmadığının; mükemmel seksi arayan kadın, cevabın arzuları dinlemek olmadığının; Sanat Sahtekarlığı Müzesi cevabın, yaptığın iş ne olursa olsun birilerini memnun etmek için yapmaman gerektiğinin; Euphoria, cevabın uyuşturucular ya da keyif verici maddeler olmadığının; Morlaw kasabası, cevabın kariyer için yaşamak olmadığının sembolüdür aslında.

Peki Neal için cevap ne derseniz, hemen söyleyeyim. Neal’ın cevabı aşktır. Neal’ı bir masal kahramanı olarak düşünün. Neal, hayatının cevabını yani aşkı bulmak için yanına kılıcını alır; güzeller güzeli prensesi ejderhadan kurtarır.

Burada Neal, yanına kılıç olarak dürüstlüğü alır. O da “say what you mean, mean what you say” görüşünü hayat felsefesi edinen Chris Cooper’ın canlandırdığı Bill Cody karakteridir.
Prensesi kurtardığı zindansa sadece avukatlardan oluşan Morlaw kasabası ve ejderha da avukatlardır.

6. BAMBAŞKA BİRİ

Neal eve döndüğünde bambaşka biri midir? Kesinlikle öyledir.

Neal, yol boyunca bir paket taşır. Bu paketi her ne kadar merak etse de kesinlikle açmayacağına dair söz vermiştir. Paketi teslim ettiğinde artık içindekini merak etmez. Çünkü paketin içinde her ne olursa olsun, bu paketi taşırken karşılaştığı hikayeler kadar iyi olamaz.

Neal, adeta hayatın anlamını arayan bir derviştir. Çeşitli kasabalara uğrar ve en önemlisi asıl hediyenin yolculuğun ta kendisi olduğunu öğrenir.

YOL ÖĞRETİSİ

Peki film “yol” adına ne söylüyor?

Filmde Neal ve O. W. Grant, yemek yemek için bir restorana uğrar. Neal, orada bir iddiaya girer ve tüm parasını kaybeder. Yoluna beş kuruşu olmadan devam etmek zorunda kalır. İşte bu anda Neal ile O. W. Grant arasında şöyle bir diyalog geçer:

NEAL: Danver’a 450 mil var. Depo çeyrek dolu ve hiç param yok.

O. W. GRANT: Kolomb denize açıldığında rüzgar esecek mi bilmiyordu.

O sırada Neal’ın karşısına bir kadın çıkar ve otomobili durdurur.

KADIN: Lütfen yardım edim, lütfen. Oğlum arabamı aldı ve kaçtı. Sanırım o Banton’da. Beni oraya bırakır mısınız? Onu bulmam lazım.

NEAL: Bakın üzgünüm ama ben o tarafa gitmiyorum.

KADIN: Sana para veririm. 53 Dolar. Sadece beni Banton’a bırak ve oğlumu bulmama yardımcı ol.

O. W. GRANT:Senin paraya ihtiyacın var, o çıkageldi. Sence tesadüf mü?

Bu teklif Neal’a cazip gelir ve Neal kadını yanına alır.

O. W. Grant, Senin paraya ihtiyacın var, o çıkageldi. Sence tesadüf mü?” sözleriyle bize “yol” adına çok önemli bir şey söylüyor aslında: Yolda karşımıza çıkan her şey, aslında bizim için karşımıza çıkıyor. Karşılaştığımız her olay, her kişi aslında bizim problemimize bir çözüm. Bize düşen şey, bunun farkında olmak.

“Her şey yolunda” ifadesini bilirsiniz. İşlerin güzel gittiği, bir tersliğin olmadığı anlarda bu sözü söyleriz.
Bence, bu sözü yanlış kullanıyoruz. “Her şey yolunda” sözü, “ihtiyacın olan her şey, sen yolda olursan karşına çıkacak, senin yolunda olacak” anlamında. Yani söz aslında şu şekilde: (İhtiyacın olan) her şey (senin) yolunda = Her şey yolunda.

Interstate 60 kısaca yol adına şöyle diyor: Sen yola çık, ihtiyacın olan her şey zaten yolunda olacak. 

SCENT OF A WOMAN

Scent of a Woman’ı bu listede görmek sizi şaşırtmış olabilir. Fakat Scent of a Woman tam bir yol filmidir.

scent-of-a-woman-843058l

1. NEDEN?

Filmin kahramanı Charlie Simms, görme engelli Yarbay Frank Slade’e göz kulak olmak için onunla New York’a gitmek zorunda kalır.

2. YOL

Yarbay ve Charlie’ye eşlik eden yol, New York’un kendisidir.

3. DURAKLAR

Charlie ve Yarbay, New York’ta Ferrari showroom’una, Yarbay’ın kardeşinin evine, pek çok lüks restorana uğrar.

4. ÖĞRETMEN

Burada hem Charlie hem de Yarbay öğrencidir. Ve aynı zamanda birbirlerinin öğretmenidir de. Charlie, Yarbay’dan; Yarbay da Charlie’den çok şey öğrenir.

5. İÇ YOLCULUK

Bu yolculuk hem Charlie’yi hem de Yarbay’ı bir iç yolculuğa çıkarır. Charlie kendi iç yolculuğunda konuşup-konuşmama kararını sorgularken Yarbay Slade de kendini intihar etmemek için bir neden arar.

6. BAMBAŞKA BİRİ

Charlie ve Neal eve döndüklerinde artık aynı kişi değillerdir. Charlie, vereceği kararın sonuçlarıyla yüzleşip yine o kararı verme cesareti gösterirken Yarbay Slade de artık daha iyi bir insan olmuştur. Filmin finalini hatırlayalım: Charlie, limuzinle Yarbay’ı evine bıraktığında Yarbay’ın yeğeninin çocuklarına ne kadar iyi davrandığını görürüz. Filmin başında ise Yarbay onlardan nefret etmekteydi.

Yarbay bu yolculuk sonunda intihardan da vazgeçer ve belki -her ne kadar bu düşünceye ikisi de gülse de- kasabaya döndüklerinde birisiyle tanışabileceğini düşünür.

YOL ÖĞRETİSİ

Peki film “yol” adına ne söylüyor? Scent of a Woman, yolun yani hayatın aslında bir tür dans olduğunu söylüyor. Filmdeki o meşhur tango sahnesinden hemen önce Yarbay tangoyu şöyle tanımlar:

Tangoda hata olmaz, tango hayat gibi değildir tatlım. Basittir. Tangoyu harika yapan da budur. Eğer hata yaparsan, ayakların dolanırsa dans etmeye devam edersin.

Yarbay Slade

Ekran Resmi 2015-01-18 22.47.45 copy

Yarbay’ın intihar etmeye çalıştığı sahnede ise Charlie, hayatın aslında bir tango olduğunu söyler.

CHARLIE: Tamam batırdın, ne olmuş yani? Herkes batırmıyor mu? Hayatına devam et işte.

YARBAY SLADE: Ne hayatı? Benim hayatım yok! Ben karanlıktayım! Anlıyor musun? Karanlıktayım.

CHARLIE: O zaman vazgeç. Vazgeç işte. Çünkü ben de vazgeçiyorum. Sen bana “sen bittin” demiştin ya evet haklısın ben bittim. İkimiz de bittik işte. Haydi yap o zaman. Haydi çeksene tetiği seni zavallı adi şerefsiz kör herif. Çek tetiği.

YARBAY SLADE: İşte geldik Charlie.

CHARLIE: Hazırım.

YARBAY SLADE: Ölmek istemiyorsun sen Charlie.

CHARLIE: Sen de.

YARBAY SLADE: Ölmemek için tek bir neden söyle bana.

CHARLIE: Sana iki tane söyleyeceğim.

Şu ana kadar gördüğüm herkesten daha iyi Ferrari kullanıyor ve dans ediyorsun.

YARBAY SLADE: Sen daha kimseyi görmedin ki Charlie.

CHARLIE: Silahı bana verin yarbay.

YARBAY SLADE: Şimdi benden ne yapmamı bekliyorsun Charlie?

CHARLIE: Ayakların dolansa bile dans etmeye devam edersin.

YARBAY SLADE: Benden dans etmemi mi istiyorsun Charlie?

Ekran Resmi 2015-01-18 22.46.11

Scent of a Woman yol adını şunu söylüyor: Hayat yani yol bir danstır. Peki ne için dans ederiz? Bir yere varmak için mi? Bir yere ulaşmak için mi? Dans etmenin tek bir amacı vardır. O da sadece dans etmektir.

KİRAZIN TADI (TASTE OF CHERRY)

Bir Abbas Kiyarüstemi filmi olan Kirazın Tadı, izlemesi zor ve sabır isteyen bir yol filmi. Ama eğer sabrederseniz, size ödülünü sunmakta gecikmiyor.

Taste of Cherry

1. NEDEN?

Filmin kahramanı olan Badii’nin yola çıkmasının nedeni; kendisine intihar etmesinde yardımcı olacak birisini bulmak.

2. YOL

Badii’nin çıktığı yol, İran’ın tam olarak neresi olduğunu bilmediğimiz toprak yolları.

3. DURAKLAR

Kirazın Tadı’nda kahramanın durduğu duraklar, aslında araca konuk olan insanlardır. Badii’nin aracına yol boyunca bir asker, bir din görevlisi ve bir müze çalışanı konuk olur.

4. ÖĞRETMEN

Kirazın Tadı’nda öğretmen, araca en son binen Bay Bagheri’dir.

5. İÇ YOLCULUK

Badii, arabasına aldığı Bay Bagheri sayesinde bir iç yolculuğa çıkar.

Bu yolculuk, Badii’nin kendi intiharını sorgulamasına neden olsa da onu intihardan vazgeçirmeye yetmez.

6.BAMBAŞKA BİRİ

Peki Badii, filmin sonunda başladığı noktaya bambaşka biri olarak döner mi? Badii, evet bir şekilde değişmiştir. Kendi intiharını sorgulamaya başlar ve içten içe intihardan da vazgeçmek ister.

Size başımdan geçen bir olayı anlatacağım: Henüz yeni evlenmiştim. Belaların her türlüsü bizi buldu. Öylesine bıkkındım ki her şeye son vermeye karar verdim. Bir sabah şafak sökmeden önce arabama bir ip koydum. Kendimi öldürmeyi kafama koydum. Yola koyuldum. Dut ağaçlarıyla dolu bir bahçeye vardım. Orada durdum. Hava henüz karanlıktı. İpi bir ağacın dalı üzerine attım; Ama tutturamadım. Bir iki kere denedim ama kar etmedi. Ardından ağaca tırmandım ve ipi sımsıkı düğümledim. Sonra elimin altında yumuşak bir şey hissettim: Dutlar. Lezzetli, tatlı dutlar. Birini yedim. Taze ve suluydu. Ardından bir ikincisini ve üçüncüsünü. 
Birden bire güneşin dağların zirvesinden doğduğunun farkına vardım. O ne güneşti, ne manzaraydı, ne yeşillikti ama! 
Birden bire okula giden çocukların seslerini duydum. Bana bakmak için durdular. “Ağacı sallar mısın?” diye bana sordular. Dutlar düştü ve yediler. Kendimi mutlu hissettim. Ardından alıp eve götürmek için biraz dut topladım. Bizim hanım hâlâ uyuyordu. Uyandığı zaman dutları güzelce yedi ve hoşuna gitti. Kendimi öldürmek için ayrılmıştım ve dutlarla geri döndüm. Bir dut hayatımı kurtarmıştı.

Bay Bagheri

YOL ÖĞRETİSİ

Peki, Kirazın Tadı yol adına ne söylüyor? Kirazın Tadı, yol hakkında diyor ki: Sen intihar gibi kesin bir karar verip içten içe de intihardan vazgeçmek istiyorsan yol, bunu senin adına yapamaz. Yol, karşına ihtiyacın olan cevapları sunacak öğretmenleri çıkarır. Ama yol, cevabı senin adına uygulayamaz. Yol senin adına tercihte bulunamaz.

THE MOTORCYCLE DIARIES

Walter Selles’in yönettiği The Motorcycle Diaries, Ernesto’yu Che Guevera yapan motosiklet yolculuğunu anlatıyor.

journey-the-motorcycle-diaries

1. NEDEN?

Filmin kahramanı olan Ernesto’nun yolculuğa çıkmasının çeşitli sebepleri var. Arkadaşıyla Güney Amerika turu yapmak istemesi, hayatın onu çağırdığını düşünmesi ya da araştırmalarında yer almak istediği bir doktorla buluşmak diyebiliriz.

2. YOL

Ernesto’nun yolu, Güney Amerika’nın bir ucundan diğer ucu diyebiliriz.

3. DURAKLAR

The Motorcycle Diaries’te Ernesto ve Alberto yol boyunca çeşitli kasaba, şehir, köy, cüzzamlılara özel bakım merkezi ve maden ocağına uğrar.

4. ÖĞRETMEN

The Motorcycle Diaries’te öğretmen, yolun kendisidir. Ernesto’nun yolda karşılaştığı birçok haksızlık ona öğretmen olmuştur.

5. İÇ YOLCULUK

Ernesto bir iç yolculuğa çıktı mı derseniz, Ernesto zaten hep o yolculuktaydı. Ernesto, yol boyunca karşılaştığı pek çok insanın iç yolculuğuna ortak oldu aslında.

6. BAMBAŞKA BİRİ

Filmde geçen “çok fazla haksızlık var” sözü, Ernesto’nun dönüştüğü hali özetler. Her ne kadar Ernesto filmde, başladığı noktaya dönmese de daha sonra döneceğinin -ama bambaşka bir şekilde döneceğinin- bilincindedir.

YOL ÖĞRETİSİ

The Motorcycle Diaries, yol hakkında bize, onun geri dönülemez etkileri olduğunu anlatıyor. Ve aynı zamanda diyor ki, “yol; seni olman gereken insan yapar”.

Bilmiyorum. Bilmiyorum işte.

Biliyorsun işte, yolda geçirdiğimiz tüm bu zamanda işte bir şey oldu.

Uzun süre üzerinde düşünmem gerekecek bir şey…

Çok fazla haksızlık var.

Ernesto

BAB’AZİZ

Nacer Khemir’in yönettiği Bab’Aziz, hikaye içinde hikaye barındıran bir doğu masalıdır. Filmde sevgilisi tarafından çağrılan Bab’Aziz, diğer aşıklarla birlikte düğüne gider. Böyle deyince film, bir Amerikan romantik komedisi gibi dursa da sevgilinin Tanrı, düğünün de ölüm olduğunu kabul edersek Bab’Aziz’in aslında tamamen ruhani bir yol filmi olduğunu söyleyebiliriz.

babaziz

1. NEDEN?

Kahramanın neden yola çıktığına cevap vermeden önce, filmin kahramanını belirlememiz lazım. Filmde hikayesi anlatılan aslında 2 ana karakter vardır. Ama hiçbiri de filmin kahramanı değildir. Çünkü bu filmin kahramanı bizleriz, yani izleyiciler. O yüzden burada yola çıkma nedeni, bizim filmi izleme sebebimiz. Peki sizin bu filmi izleme nedeniniz ne?

2. YOL

Burada yol herhangi bir yoldur. Bab’Aziz’in de dediği gibi “Dünyadaki insan sayısı kadar Tanrı’ya giden yol vardır.”

3. DURAKLAR

Filmde durak olarak hikayeleri düşünebiliriz. Bab’Aziz’in anlattığı hikayenin her bir bölümü aslında kahramanın uğradığı duraktır.

4. ÖĞRETMEN

Burada öğretmen Bab’Aziz’dir. Öğrenci izleyiciler, yani bizleriz.

5. İÇ YOLCULUK

Filmin tamamının bir iç yolculuk olduğunu söyleyebiliriz.

6. BAMBAŞKA BİRİ

Peki siz, filmi izleyenler filmden sonra aynı mısınız?

YOL ÖĞRETİSİ

Bab’Aziz Sufi öğretiyi esas alıyor. Burada, Şeriat-Tarikat-Hakikat üçlüsünden bahsetmem gerekecek. Şeriat’ı “bilgi” ya da “teorik bilgi”; Tarikat’ı “Yol” ya da “pratiğe dökmek”, Hakikat’ı ise “Ulaşmak” ya da “yolun sonunda bizi bekleyen dönüştüğümüz şey” olarak düşünebiliriz.

Bab’Aziz’de Şeriat, “Aşk”; Tarikat, “ateşe atlamak”, Hakikat ise “yok olmak”tır. Yani hakikate ulaşmamız için kendimizi ateşin içine atıp onun bizi kül etmesine izin vermeliyiz.

Ya da Şeriat, “insanın kendisi” ya da “hayat”; Tarikat yani yol “Aşk”, Hakikat ise “ölüm” diyebiliriz. Hakikate yani Tanrı’ya ulaşmak için hayata aşkla sarılmalıyız diyebiliriz. Burada hayata aşkla sarılmak hayatın karşımıza çıkardığı veya çıkaracağı her şeye kucak açmaktır.

Peki Bab’Aziz yol hakkında ne söylüyor? Bab’Aziz diyor ki “tek bir yol yok”. Yol sayısı insan sayısı kadardır.

BAB’AZİZ: Eğer bir bebeğe annesinin karnında, “Dışarıda ışığın dünyası var, yüksek dağları, muntazam denizleri, engebeleri, düzlükleri, çiçek açan muhteşem bahçeleri, nehirleri, yıldızlarla dolu gökyüzü ve parlayan güneşi var.  Ve sen tüm bu ihtişama rağmen, burada karanlıklar arasındasın…” deselerdi; doğmamış bebek, bu ihtişam hakkında hiçbir şey bilmez ve hiçbirine inanmazdı. Tıpkı bizim ölümle karşılaşmamız gibi. İşte korkumuz da bu yüzden

HASAN: Ama ölümde ışık olamaz? çünkü her şeyin sonudur.

BAB’AZİZ: Başlangıcı olmayan bir şey için ölüm nasıl son olabilir ki? Hasan oğlum, benim evlilik gecemde üzgün olma. 

HASAN: Evlilik gecen mi?

BAB’AZİZ: Evet, sonsuzlukla evliliğim.

INTO THE WILD

Sean Penn’in yönettiği aynı zamanda gerçek bir hikaye olan Into the Wild, gerek müzikleri ve gerekse de Sean Penn’in şiir gibi anlatımıyla harika bir yol filmidir.

564115.jpg-r_1280_720-f_jpg-q_x-xxyxx

1. NEDEN?

Filmin kahramanı Chris McCandless’ı yola çıkmaya zorlayan neden onun günümüz sistemine olan isyanıdır. Kariyerin bir 20. yüzyıl hastalığı olduğunu düşünen Chris, aldığı üniversite eğitimini ailesinin onun için ayırdığı parayı bir kenara bırakır ve kendini doğaya bırakır.

2. YOL

Filmde yol, Chris’i doğaya götüren ve paraya ihtiyacı olduğunda çalışacak iş bulduğu şehirlerarası otoyoldur.

3. DURAKLAR

Filmde durak olarak Chris’in çalışmak ya da kısa bir süre vakit geçirmek için uğramak zorunda olduğu yerleri düşünebiliriz.

4. ÖĞRETMEN

Filmde öğretmen aynı zamanda filmin kahramanı olan Chris’tir. Öğrenciler ise modern dünyanın tüketim sisteminde kendine yer edinmiş üyeleridir. Yani, hepimiz.

5. İÇ YOLCULUK

Chris’in çıktığı doğaya doğru olan bu yolculuk aslında onun kendi iç yolculuğunun bir yansımasıdır. Chris, iç yolculuğuna bu yolculuğa başlamadan çok önce çıkmıştır.

6. BAMBAŞKA BİRİ

Chris, başladığı noktaya dönemese de bambaşka bir insana dönüşmüştür. Bıraktığı “Mutluluk sadece paylaşınca gerçektir” notu ve filmde geçmeyen aşağıdaki sözleri ondaki değişimi net bir şekilde gösterir.

Birçok insan mutsuz oldukları koşullarda yaşıyor ve bu durumu değiştirmek için bir insiyatif almıyor. Çünkü onlar güvenli, konforlu ve koruyucu bir hayata şartlanmışlar ve tüm bunlar insana huzur/rahatlık veriyor gibi görünür. Ama gerçekte insanın içindeki maceracı ruha güvenli gelecekten daha fazla zarar veren başka bir şey yoktur.

İnsanın ruhunun özünde maceraya olan tutkusu vardır. Hayatın keyfi yeni deneyimlerle karşılaşmaktan gelir. Ve sürekli değişen ufuktan, her güne yeni ve farklı bir güneşle başlamaktan daha büyük bir keyif yoktur.

Chris McCandles

YOL ÖĞRETİSİ

Into the Wild yol hakkında şunu söyler, “insan yolda gerek”. Filme göre insanın doğası yolda olmaktır.

WAKING LIFE

Before Sunrise serisinin yönetmeni Richard Linklater’ın yönettiği Waking Life, önerdiğim arkadaşlarımın çoğunun filmi yarıda bıraktığı, bir daha izlemeyi denemediği, hatta benden film önerisi almayı bıraktıkları bir film. Waking Life, gerek yapım tekniği (film, önce gerçek oyuncularla çekiliyor, sonra üzerine animasyon giydiriliyor) gerekse de sorduğu felsefi sorular yüzünden izlemesi oldukça zor bir film.

wakinglife

1. NEDEN?

Filmin kahramanı Wiley’in neden bu yola çıktığını bilmesek de tahmin edebiliriz. Wiley de hepimiz gibi aynı sorunun cevabı için bu yolculuğa çıkmıştır: Tüm bunlar ne için?

2. YOL

Filmdeki yol, Wiley’in çeşitli felsefecilere gitmek için kullandığı sokaklar ve caddelerdir.

3. DURAKLAR

Duraklar ise Wiley’in sorular sorduğu insanlardır.

4. ÖĞRETMEN

Wiley’nin karşılaştığı daha doğrusu soru sorduğu her kişi onun bir öğretmenidir.

5. İÇ YOLCULUK

Wiley bir iç yolculuğa çıkıyor mu derseniz, tüm bu filmin aslında Wiley’nin bir iç yolculuğu olduğunu söyleyebilirim.

6. BAMBAŞKA BİRİ

Wiley döndüğünde bambaşka biri midir? Sorduğu sorulara aldığı cevapları düşünürsek onun artık başka biri olduğunu söyleyebiliriz.

YOL ÖĞRETİSİ

Waking Life, yolla ilgili şunu söylüyor “hiçbir zaman varmayacaksın, ama aynı zamanda hep orada olacaksın”. Daha az havalı bir şekilde söylemem gerekirse, film aslında şunu diyor: “Kardeşim, sen varmak istediğin o yeri, o tek yeri unut. Yoldayken sürekli yeni bir yere varıyorsun”.

Ben ulaşımımın karakterimin bir uzantısı olduğunu düşünüyorum. Ve bu dünyaya açılan küçük pencerem gibi. Ve her bir dakika yeni bir gösteri.

Anlamayabilirim. Hatta onunla aynı fikirde de olmayabilirim. Sana neyi kabul ettiğimi söyleyeyim: Yol boyunca süzülmek.

Söylediğim şey şu, sen her şeyin dengede olmasını istiyorsun. Akışına bırakmak istiyorsun. Deniz hiçbir ırmağı geri çevirmez. Olay, sürekli bir yolculuk halinde olup aynı zamanda varmaktır da. Böylece karşılama ve vedalardan tasarruf edersin. Yolculuk açıklama gerektirmez, sadece yolcunun olması yeterlidir.

İşte geldiğiniz yer budur. Bu dünyaya bir kuru pastel boyayla gelmek gibidir.

Şimdi 8’li kutu da olabilirsiniz, 16’lı kutu da. Ama hayat bu pastel boyayla, size verilen renklerle ne yaptığınızla ilgilidir.

Çizgilerin içini boyamakla endişelenmeyin ya da çizginin dışını boyamakla. Ben çizgilerin dışını boyayın derim, anlıyorsunuz değil mi ne demek istediğimi? Tüm sayfayı boyayın, beni kutuya hapsetmeyin de.

Biz okyanustaki hareketiz. Biz kilitli bir yer değiliz.

Tekne Arabalı Adam – Waking Life

SON SÖZLER

Seçtiğim filmlerden çıkardığım yol öğretisini aşağıdaki şekilde özetleyebilirim:

İnsan ne olursa olsun, yolda olmalı. 

İnsanın aradığı şey her ne olursa olsun; insan, yola ne için çıkarsa çıksın; o şey, o neden, yolda karşılaşacaklarından daha değerli olmayacak.

Sen yola çık, gerisini yola bırak. Çünkü ihtiyacın olan her şey ihtiyacın olduğu zamanda yolunda olacak. Her şey yolunda olacak.

Yolda olmak dans etmektir. Dansta bir yere varmaya çalışmazsın, yolda da çalışma.

Yol seni olman gereken insan yapar. Sen yolda tanırsın kendini.

* KAPAK FOTOĞRAFI: The Motorcycle Diaries

7 YORUM
  • Taha
    Yanıtla

    Bu yazı benim için çok isabetli oldu.Dün ilk kez Herman Hesse’den Siddhartha’yı okudum daha sonra ekşi sözlükte kitap hakkında okuma yaparken Chuang Tzu’dan haberim oldu.Şimdi de mailime gelen bir e-postayla bu yazıyı okudum 🙂 Elinize sağlık,gerçekten güzel bir yazı olmuş.

  • Selcen
    Yanıtla

    Scent of a Woman’i yol filmi olarak düşünmek hayatta aklıma gelmezdi doğrusu. Listede görünce şaşırdım ama incelemenizi okuduktan sonra hak vermemek elde değil.

    Çok güzel bir yazı olmuş, emeğinize sağlık.

  • Emir
    Yanıtla

    Harika bir yazı olmuş Ömer Bey, ellerinize sağlık. İlaç gibi geldi.

  • Gökhan
    Yanıtla

    Aklıma “Alice Harikalar Diyarında” kitabındaki meşhur diyalog geldi. Kitapta Alice yol ayrımına geldiğinde Cheshire Kedisi ile arasında şu konuşma geçiyor:

    Alice: Hangi yoldan gitmeliyim?
    Kedi: Nereye gitmek istiyorsun?
    Alice: Bilmiyorum.
    Kedi: O zaman hangi yoldan gittiğinin bir önemi yok.

    Bu bilinen bir diyalog fakat devamı nedense pek paylaşılmaz.

    Alice: Ama bir yere varmak istiyorum.
    Kedi: O zaman hangi yoldan gittiğinin önemi yok, yeteri kadar yürürsen bir yere varırsın.

    Aslında burada da yolun kendisinin değil o yolu nasıl değerlendirdiğinin ve ne kadar emek harcadığının önemi vurgulanıyor. Hayat da öyle. Seçtiğimiz yollardaki yürüyüşümüze göre kendimize ve hedeflerimize varmaya çalışıyoruz. Her yol da farklı bir bizi karşımıza çıkarıyor. Farklı bir bize varmamız ise yolların farklı olmasından değil, o yollarda nasıl yürüdüğümüz ile ilgili.

YORUM YAP

Arayış