Perfect Days: İnsan nasıl yaşamalı?

Filmekimi’nde izlediğim Wim Wenders’in Perfect Days (Mükemmel Günler) filmi, bu yılın belki de en iyi filmi. Filmde Japonya’nın Kadir İnanır’ı Koji Yakusho’nun hayat verdiği Hirayama karakteri üzerinden insanın nasıl yaşaması gerektiği anlatılıyor.

I. Modern Dünyanın Pisliğinden Kurtulmak

Filmin baş karakteri, Hirayama adlı bir tuvalet temizlikçisidir. Temizlediği tuvaletler ise Tokyo Toilets projesi kapsamında tasarlanan oldukça özgün ve modern yapılardır.

Filmin ortalarında, Hirayama’nın kız kardeşini görürüz. Kullandığı arabadan ve şoförünün olmasından, bu kız kardeşin oldukça varlıklı birisi olduğunu anlayabiliriz. Peki, kız kardeşi bu kadar zengin bir adam, nasıl olur da tuvalet temizlemektedir? Bu kız kardeş, illaki ona daha iyi bir iş bulabilir değil mi? Tabii ki bulabilir. Ama tuvaletleri temizlemek, Hirayama’nın kendi tercihidir.

Çünkü Hirayama’nın yaşam tarzı, aslında sembolik olarak modern dünyanın pisliğini temizlemektir. Wim Wenders filmle şunu der: Ancak Hirayama gibi yaşarsanız, modern dünyanın sizin üzerinizdeki pisliğinden kurtulabilirsiniz. Peki Wim Wenders’a göre nasıl yaşamalı?

Perfect Days

II. Dünyaya Bunun İçin Gelmiş Olmak

Hepimiz bir şeyler yapıyoruz ve yapmak zorundayız. Peki bizi, yaptığımız şeyler tanımlayabilir mi? Beni “bir doktor”, “bir öğretmen” ya da “bir ressam” ifadesi mi daha iyi tanımlar? Yoksa, ne olduğum değil de yapmak zorunda olduğum şeyi nasıl yaptığım mı? Wim Wenders’e göre ikincisi…

Perfect Days (Mükemmel Günler) filminde Hirayama, işi olan tuvalet temizlemeyi aşırı ciddiye almaktadır. Klozetlerin iç kısımlarına dahi aynayla bakarak orada herhangi bir pisliğin, lekenin, kirin kalmaması için elinden geleni yapar. Hirayama’nın bu titizliğini görünce içinizden ona şöyle demek gelir: “Alt tarafı bir tuvalet temizliyorsun, nedir bu ciddiyet!”

Hirayama’nın bir de bir iş arkadaşı vardır. Ama bu kişi, tuvalet temizliğini çok da ciddiye almaz. Tuvaletlerin tertemiz olması evet onun işidir, ama o sadece siliyormuş gibi yapar ve işine devam eder.

Hirayama’yı bu iş arkadaşıyla konuşurken hiç görmeyiz. Çünkü Hirayama, yaptığı şeye saygısı olmayan insanları ciddiye almaz. Onları yok sayar. Buradan anlarız ki Hirayama’ya göre anlam, her ne yapıyorsan, bunu ciddiye almaktadır. Her ne yapıyorsan, sanki bu dünyaya, onu yapmak için gelmişsin gibi davranmaktır. Hirayama’nın bu iş arkadaşıyla konuşmamasının sebebi de burada yatar. Çünkü Hirayama, hayatın anlamını kavramayan, yaptığı şeye kendisini vermeyenleri yok sayar.

Wim Wenders der ki mutluluk basit yaşamada. Ne yaptığının bir önemi yok. Ona kendini ver, onda kendini kaybet, yeter.

screen-perfectdays-online-web_16-9

III. Bir Günlük Hayat

Perfect Days (Mükemmel Günler) filminde Hirayama’nın hayatına baktığımızda, son derece sıradan bir hayat yaşadığını görürüz. Her gün neredeyse aynı şeyleri yapar. Ama bu durum, Hirayama’yı üzmez. Tam tersine, Hirayama mutludur ve bu şekilde yaşamak için büyük bir çaba içindedir.

Okumak ve müzik dinlemek Hirayama’nın hayatı için son derece önemlidir. Bu ikisi, hayatının bir parçasıdır. Hirayama düzenli kitap okur ve sürekli müzik dinler. Hirayama, bunları boş zamanlarında yapmaz. Kitap okumak ve müzik dinlemek için kendine bir zaman yaratır. Hirayama’dan şu sözü asla duymazsınız mesela: “Ben kitap okumayı çok istiyorum da hiç vakit bulamıyorum.” Çünkü Hirayama’ya göre gerçekten isterseniz, ona zaman yaratırsınız.

Bir günümüz nasıl geçiyorsa, hayatımız da az çok öyle geçecektir. Bir güne verdiğimiz değer, hayatımıza verdiğimiz değerdir. Hirayama da bunun farkındadır.

Wim Wenders der ki mutluluk basit yaşamada. Her gün, sevdiğin şeylere zaman ayırırsan, hayatın da sevdiğin bir hayat olur.

Perfect Days

Mayıs sineklerini düşünüyorum da, 24 saatten fazla yaşayamıyorlar. Onlara göre hayat nasıl acaba? Eğer gün ortasında doğarlarsa, bir güneşin doğuşunu asla göremeyecekler. Bizim kanıksadığımız şeyleri asla göremiyorlar.

Yani yaşamlarının her bir dakikası, bu bir duvar. Bu bir tavan. Bu bir ay. Bu bir çimen şeklinde.

Karşılaştıkları her şey, bu yaşam deneyimi.

Ben de şimdi bu gezegendeki 75 yılımı alıyorum ve mayıs sineği gibi yaşamak istiyorum. Sadece bir günüm olduğunu düşünerek ve her şeyi kabul ederek yaşamak istiyorum.

Neil de-Grasse Tyson

Why Short-Lived Mayflies Have the Right Idea

Big Think

ıv. İnsanlarla Güzel

Bir insana verebileceğimiz en önemli şey dikkat ve zamanımızdır. O yüzden kimi dikkate alacağımıza ve zamanımızı kimle geçireceğimize çok iyi karar vermeliyiz.

Perfect Days (Mükemmel Günler) filminde konuşurken neredeyse hiç görmeyiz Hirayama’yı. Ama restorandaki bir kadınla ise büyük bir keyifle konuşur. Hatta onunla edebiyat konuşur. Bu konuşmadan ikisi de zevk alır.

Hatta, Hirayama’nın o kadından hoşlandığını da anlarız. Çünkü onu başka bir erkekle görünce kıskanır ve bu durum onu rahatsız eder. Kendisi filmde ilk kez o an sigara içer.

Hirayama’nın en mutlu olduğu anlara baktığımızda o kadınla konuşmasını, yeğeniyle bisiklet sürmesini ve o kadının eski kocasıyla bir oyun oynamasını görürüz. Her birinde de bir insan vardır yanında.

Tek başına, monoton bir hayatı seçen Hirayama, anlaştığı insanlarla birlikteyken oldukça mutlu olur.

Wim Wenders der ki mutluluk basit yaşamada. Hayat insanlarla güzel. Herkese aynı değeri, aynı dikkati verme. O az sayıdaki insanı bul, onlarla ol.

thumb_9ed6b5bd-b5f0-4e2d-bc1c-83b7da083c68

Kısaca…

Perfect Days (Mükemmel Günler) bu yılın belki de en iyi filmi. Filmde Wim Wenders, insanın nasıl yaşaması gerektiğini son derece basit bir şekilde anlatır. Peki nasıl yaşamalı?

Her ne yapıyorsan, sanki bu dünyaya, onu yapmak için gelmişsin gibi davran.
Bir gününü nasıl yaşıyorsan, hayatın da az çok öyle geçecek. Gününü sevdiğin şeylere ada ki sevdiğin bir hayatın olsun.
Birine verebileceğin en değerli şey dikkatin ve zamanın. Onu, buna değecek insanlara ver.
Ve unutma. Hayat insanlarla güzel.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Joe Black filmi üzerine yazdığım yazı:  Bir Derviş Gibi Dans Et

Miyazaki filmografisi üzerine yazdığım yazı:  Miyazaki'nin Anlamı

Before Sunrise serisinin yönetmeni Richard Linklater filmografisi üzerine yazdığım yazı:  Richard Linklater Sinemasında Anlam Arayışı

Eternal Sunshine’ın senaristi Charlie Kaufman  filmografisi üzerine yazdığım yazı:  Charlie Kaufman Sinemasında Anlam Arayışı

Yorum Yap

Yazmaya başlayın ve sonrasında enter'ı tuşlayın.